KARADAĞ

Karaman’ın karşısında olanca heybetiyle duran, yaklaştıkça heybeti çoğalan, ama içinde gezindikçe anne şefkati gibi kucağındaki uygarlıkları barındıran KARADAĞ, bu günde yaşam mücadelesi vererek bu kalıntıları korumakta, gelecek nesillere daha sağlıklı aktarılması noktasında üzerine düşeni yapmaktadır.
     Doğal yaşamı olanca vahşiliği ile görebileceğimiz karadağ’da kısa bir süre öncesinde, yaban koyunları ve kelebeklerin vatanı olarak adlandırmamız, abartı olmayacaktır. Volkanik dağ olmasının verdiği özellikle tam ortada bulunan krater içinde, kendi hallerinde yaşam süren YILKI ATLARI ise bu doğallığın bir parçası olarak görülmektedir. Bu atların yaşam sürdüğü bölgeler gezenlerin fazlası ile dikkatini çekmekte,bu bölgede doğal yaşayan hayvan görmek isteyenlerin, gelecekleri ilk yer olarak bilinmektedir. Doğanın bakımevi diye de adlandırabileceğimiz bu denge, Karadağ’ın önemini bizlere bir kere daha göstermekte, buraya yerleşen uygarlıkların ne kadar doğru bir seçim yaptıklarını kanıtlamaktadır.

 Standing with its full and as you approach, increasingly growing grandeur against Karaman, but once when you are inside, you see that KARADAĞ (Black Mountain), accommodating the civilizations in its lap with a maternal affection, still maintains the ruins of those past civilizations in struggle to survive and does all on its part to transmit them to the future generations in healthier conditions.
It will not be an exaggeration to call Karadağ, where we could see the natural life with its full ferity until the most recent times, as the homeland of wild sheep and butterflies. The HORSE HERDS TURNED LOOSE TO RANGE AT WILL, living in the center of the crater of this ancient volcanic mountain, are considered as a part of this naturalness. The region, where those horses live, attract utmost attention of the visitors of this region, and known as the first place to go for people who would like to see some animals living in a natural environment. Such balance, which we could call as the nursing home of the nature, shows us the importance of Karadağ once again, and proves how well was the selection of the civilizations that settled here.



 

 

 DEĞLE ÖREN YERİ 

Karaman’ın 35 km kuzeyinde, volkanik bir dağ kütlesi olan Karadağ'ın üst tepeleri üzerinde yer alan Değle örenyerinde, 3. ve 4. Yüzyıllardan kalma Bizanslılara ait 6 kilise kalıntısı ve kitabeler bulunmaktadır. Değle, Aziz Paul'ün uğradığı yerlerden birisidir. Yukarı Değle'de yapılar yoğunluk göstermektedirler. Karadağ'ın tepelerine ve eteklerine yayılmış olan yapılarda, erken Hristiyanlık mimari özellikleri, yerli sanat uslubuyla karışmıştır. Ayrıca, ovada aniden yükselen bu dağ kütlesi üzerinde bulunan Hititlerden kalma hiyeroglif yazıt ve sunaklar, burasının Hititler tarafından da kutsal alan olarak kullanıldığını göstermektedir.